تعريف systematic في الإنجليزية التركية القاموس.
- {s} sistemli
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
- sistematik
Mantık, yanlış sonuca inançla ulaşmanın sistematik bir metodudur.
- Logic is a systematic method of coming to the wrong conclusion with confidence.
Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.
- Environmentally damaging projects should be abandoned systematically.
- jüyeli
- {s} yöntemli
- (Tıp) (al) Sistemik, uslu ve kaideye göre, intizamlı
- (Sosyoloji, Toplumbilim) dizgesel
- {s} düzenli
- {s} (Felsefe) sistematik, dizgesel
- dizgeli
- systematic anatomy
- sistematik anatomi
- systematic design
- sistematik dizayn
- systematic error
- sistematik hata
- systematic arrangement
- sistematik düzenleme
- systematic bibliography
- sistematik bibliyografyası
- systematic catalogue
- sistematik katalog
- systematic desensitization
- sistematik duyarsızlaştırma
- systematic ethnic cleansing
- Sistematik etnik soykırım
- systematic index
- sistematik indeksi
- systematic location
- sistematik yeri
- systematic order
- sistematik düzen
- systematic terms
- sistematik açısından
- systematic thesaurus
- sistematik hazine
- systematic error
- (Askeri) SİSTEMATİK HATA: Bir aletin yanlış ayarından veya içindeki bir bozukluktan ileri gelen mükerrer hata. Sistematik hatalar, daima aynı şekilde tekerrür eden hatalardır. Arazi hatalar (accidental errors) ise mekanik veya başka sebeplerden ileri gelen ve her defasında değişiklik gösteren hatalardır. Buna (instrumental error) da denir. Ayrıca bakınız: "center of burst error" ve "accidental error"
- systematic joints
- sistemli eklemler
- systematic joints
- düzenli eklemler
- make systematic
- sistemli hale getir
- methodical
- jüyeli
- methodical
- yöntemli
- systematically
- sistematik olarak
Çoğu zaman en iyi çözüm, sistematik olarak sorunun üzerine gitmektir!
- Oftentimes, the best solution is to systematically attack the problem!
Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.
- Environmentally damaging projects should be abandoned systematically.
- systematically
- jüyeli olarak
- phylogenetic systematic
- (Biyoloji) Filogenetik sınıflandırma: Canlıların köken ilişkilerine, evrim basamaklarına ve akrabalık derecelerine göre yapılan bilimsel sınıflandırma, doğal sınıflandırma
- systematically
- sistemli olarak
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
- methodical
- (Sosyoloji, Toplumbilim) methodik
- methodical
- nizamlı
- methodical
- {s} yöntemli, metotlu
- methodical
- munta zam
- methodical
- {s} düzenli
Tom düzenli, değil mi?
- Tom is methodical, isn't he?
Tom düzenli olarak çalışır.
- Tom works methodically.
- methodical
- {s} usule uygun
- methodical
- metodlu,sistemli
- methodical
- metodik
- methodical
- methodicallydüzenli olarak
- methodical
- {s} sistemli
Tom oldukça sistemli.
- Tom is quite methodical.
- systematically
- sistemli
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.