Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.
- Communism is the system practiced in the Soviet Union.
Düzeni değiştirmek için çalışalım.
- Let's try to change the system.
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
Sistemik hastalıklar tüm organizmayı etkilerler.
- Systemic diseases are those that affect the entire organism.
Ben sistematik bir yöntemi tercih ederim.
- I prefer a systematic method.
Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
- Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.
- The tree's root system stretches over thirty meters.
Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
- Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
Sistem yapısı hakkında daha fazla bilgi, özellikler bölümünde mevcuttur.
- More information on the system structure is available in the Features section.
Bir gökdelendeki asansörler hayati sistemlerdir.
- The elevators in a skyscraper are vital systems.
Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.
- Because of modern communication and transportation systems, the world is getting smaller.
The Python language's huge object library includes a full set of features for systems programming. — viewed 13 Feb. 2005.
... was let's start changing how our health care system works to make ...
... system vulnerable. ...