Tom lamba anahtarını açtı.
- Tom clicked the light switch on.
Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını aradı.
- She groped for the light switch in the dark.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Belki biz meslekleri değiştirmeliyiz.
- Maybe we should switch jobs.
Neden işleri değiştirmek istiyorsun?
- Why do you want to switch jobs?
ABD neden metrik sisteme geçmiyor?
- Why doesn't the U.S. switch to the metric system?
Tom'la birkaç dakika konuştuktan sonra onun Fransızcasının çok iyi olmadığı belli oldu, bu yüzden Mary İngilizceye geçti.
- After talking to Tom for a few minutes, it became obvious that his French wasn't very good, so Mary switched to English.
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Benimle yerleri değiştirir misin?
- Will you switch seats with me?
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Like many bilingual families, it was normal to frequently observe code-switching at our dinner table.
Switch the light on.
... Sort of switching gears, organizations that provide ...
... We figured if switching between a few tasks was good, then switching between more will ...