تعريف switch to في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Bilgisayar) birinden ötekine geçmek
- (Bilgisayar) geçiş yapmak
- (Bilgisayar) geçiş yap
- öbek
- dönmek
- birinden ötekine geçmek / geçiş
- değiştirmek
- bağlamak
- çevirmek
- switch
- (Askeri) anahtar
Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını aradı.
- She groped for the light switch in the dark.
Ben karanlıkta lamba anahtarını hissettim.
- I felt for the light switch in the dark.
- switch
- değiştirmek
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
- switch
- değişme
- switch
- {i} değiştirme
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
- switch
- {i} elektrik düğmesi
- switch
- faaliyete geçme
- switch
- yönünü değiştirmek
- switch
- siviç
- switch
- (Bilgisayar) ötekine geçmek
- switch
- (Spor) savunmada adam değişme
- switch
- açkılamak
- switch
- çalıştırma şalteri
- switch
- komütatör
- switch
- elektrik anahtarı/düğmesi
- switch
- kapamak
- switch
- açmak
- switch
- (Bilgisayar) açkı
- switch
- (Politika, Siyaset) anahtarlama
- switch
- değişiklik
- switch
- {f} geç
Wolfgang Almancaya geçti.
- Wolfgang switched to German.
ABD neden metrik sisteme geçmiyor?
- Why doesn't the U.S. switch to the metric system?
- switch
- (Bilgisayar) anahtar anahtar
- switch
- komutatör
- switch
- (Muzik) değiştirgeç
- switch
- kontak
- switch
- ince bir dalla dövmek
- switch
- (Ticaret) switch
- switch
- (Bilgisayar) birinden ötekine geç
- switch
- geçmek
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
- switch
- makas (demiryolu)
- switch
- (Bilgisayar) birinden ötekine geçmek
- switch
- kesici
- switch
- dönmek
- switch
- aktarmak
- switch
- (Bilgisayar) seçenek
- switch
- makas değişimi
- switch
- {f} anahtarla
- switch
- çıngı düğmesi
- switch
- (beklenmedik) değişiklik
- switch
- demiryolu makası
- switch
- düğmeye basıp açmak/kapatmak/değiştirmek
- switch
- ince ve kısa sopa
- switch
- vavien
- switch
- {f} vurmak
- switch
- {i} d.y. makas
- switch
- değiş tokuş etmek
- switch
- {i} takma saç örgüsü
- switch
- {i} şalter
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
- switch
- sallamak d
- switch
- {f} sallamak
- switch
- anahtarlamak
- switch
- değiştir
Benimle yerleri değiştirir misin?
- Will you switch seats with me?
Tom ve Mary yer değiştirdiler.
- Tom and Mary switched places.
- switch
- elektrik düğmesini çevirmek
- switch
- {i} düğme
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
- switch
- {i} (uzun bir) postiş
- switch
- {i} dönüştürme
- switch
- devre anahtarı
- switch
- ince ağaç dalı
- switch
- {f} değişmek
- switch
- {i} sopa
- switch
- {f} yer değiştirmek
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
- switch
- (Askeri) ANAHTAR: programda seçim
- switch
- makastan geçirmek
- switch
- {i} dönüşme
- switch
- {i} çubuk
- switch
- {i} ince dal
- switch
- {i} değişim
- switch
- {i} değiştirme, değişiklik. 5
- switch
- inek kuyruğunun ucu
- switch
- elek
- switch
- {f} makas değiştirmek
- switch
- makas