تعريف switch of في الإنجليزية التركية القاموس.
- switch
- (Askeri) anahtar
Ben karanlıkta lamba anahtarını hissettim.
- I felt for the light switch in the dark.
Lucy ışık anahtarını açtı.
- Lucy turned on the light switch.
- switch
- değiştirmek
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
- switch
- değişme
- switch
- {i} değiştirme
Neden işleri değiştirmek istiyorsun?
- Why do you want to switch jobs?
Belki biz meslekleri değiştirmeliyiz.
- Maybe we should switch jobs.
- switch
- {i} elektrik düğmesi
- switch
- faaliyete geçme
- switch
- yönünü değiştirmek
- switch
- siviç
- switch
- (Bilgisayar) ötekine geçmek
- switch
- (Spor) savunmada adam değişme
- switch
- açkılamak
- switch
- çalıştırma şalteri
- switch
- komütatör
- switch
- elektrik anahtarı/düğmesi
- switch
- kapamak
- switch
- açmak
- switch
- (Bilgisayar) açkı
- switch
- (Politika, Siyaset) anahtarlama
- switch
- değişiklik
- switch
- {f} geç
Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
- Usually before a concert there is an announcement asking the audience to either turn off their phones or switch them to manner mode.
Tom'la birkaç dakika konuştuktan sonra onun Fransızcasının çok iyi olmadığı belli oldu, bu yüzden Mary İngilizceye geçti.
- After talking to Tom for a few minutes, it became obvious that his French wasn't very good, so Mary switched to English.
- switch
- (Bilgisayar) anahtar anahtar
- switch
- komutatör
- switch
- (Muzik) değiştirgeç
- switch
- kontak
- switch
- ince bir dalla dövmek
- switch
- (Ticaret) switch
- switch
- (Bilgisayar) birinden ötekine geç
- switch
- geçmek
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
- switch
- makas (demiryolu)
- switch
- (Bilgisayar) birinden ötekine geçmek
- switch
- kesici
- switch
- dönmek
- switch
- aktarmak
- switch
- (Bilgisayar) seçenek
- switch
- makas değişimi
- switch
- {f} anahtarla
- switch
- çıngı düğmesi
- switch
- (beklenmedik) değişiklik
- switch
- demiryolu makası
- switch
- düğmeye basıp açmak/kapatmak/değiştirmek
- switch
- ince ve kısa sopa
- switch
- vavien
- switch
- {f} vurmak
- switch
- {i} d.y. makas
- switch
- değiş tokuş etmek
- switch
- {i} takma saç örgüsü
- switch
- {i} şalter
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
- switch
- sallamak d
- switch
- {f} sallamak
- switch
- anahtarlamak
- switch
- değiştir
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Benimle yerleri değiştirir misin?
- Will you switch seats with me?
- switch
- elektrik düğmesini çevirmek
- switch
- {i} düğme
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
- switch
- {i} (uzun bir) postiş
- switch
- {i} dönüştürme
- switch
- devre anahtarı
- switch
- ince ağaç dalı
- switch
- {f} değişmek
- switch
- {i} sopa
- switch
- {f} yer değiştirmek
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
- switch
- (Askeri) ANAHTAR: programda seçim
- switch
- makastan geçirmek
- switch
- {i} dönüşme
- switch
- {i} çubuk
- switch
- {i} ince dal
- switch
- {i} değişim
- switch
- {i} değiştirme, değişiklik. 5
- switch
- inek kuyruğunun ucu
- switch
- elek
- switch
- {f} makas değiştirmek
- switch
- makas