تعريف swimming في الإنجليزية التركية القاموس.
- yüzme
Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
- It was such a hot day that we went swimming.
Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır.
- In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.
- yüzerek
Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş.
- It's impossible to cross the river by swimming. It's too wide!
Nehri yüzerek geçen bir genç gördüm.
- I saw a boy swimming across the river.
- yüzme sporu
- yüzücülük
- {f} yüz
Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır.
- In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- I prefer swimming to skiing.
- yüzme işi, yüzme, yüzücülük
- başa
Nehri yüzerek geçmeyi başardı.
- He succeeded in swimming across the river.
O nehri yüzerek geçmeyi başardı.
- He managed to cross the river swimming.
- süratle
- dönen yüzen
- yüzmeye ait veya uygun
- sulu
- swimming pool swimming bathyüzme havuzu
- yaşlı swimming hole derede yüzmeye elverişli derin kısım
- yüzmeye yarayan
- swimmingly kolaylıkla
- {i} yüzüş
O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.
- She watched the children swimming in the pool.
O, çocukların yüzüşünü izledi.
- He watched the boys swimming.
- dönen (baş)
- swimming pool
- yüzme havuzu
Yüzme havuzu halka açık.
- The swimming pool is open to the public.
Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.
- This hotel has a gym and a swimming pool.
- swim
- yüzmek
Bu nehir içinde yüzmek için tehlikelidir.
- This river is dangerous to swim in.
O yüzmek için denize gitti.
- He went to sea to swim.
- swim
- yüzme
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- I prefer swimming to skiing.
John yüzme kulübündedir.
- John is in the swimming club.
- swimming ladder
- (Askeri) yüzme merdiveni
- swimming pool
- (halka açık) yüzme havuzu
- swimming pools
- yüzme havuzları
- swimming bath
- yüzme havuzu
- swimming costume
- kadın mayosu
- swimming trunks
- erkek mayosu
- swimming trunks
- mayo
- Swimming Lane Marker
- (Spor) Kulvar seperatörü, kulvar şamandırası
- swimming belt
- yüzme kemer
- swimming butterfly stroke
- kelebek stil yüzme
- swimming cap
- yüzme kap
- swimming cap
- Bone, yüzerken kullanılan başlık
- swimming event
- yüzme olay
- swimming float
- Bilhassa çocukların yüzme öğrenirken kullandıkları can simidi
- swimming goggle
- deniz gözlüğü
- swimming hole
- yüzme delik
- swimming independantly of currents
- bağımsız akımları yüzme
- swimming jacket
- yüzme yeleği
- swimming pool reactor
- havuzlu reaktör
- swimming race
- yüzme yarışı
- swimming short
- Yüzme için mayo yerine giyilen şort
- swimming suit
- Yüzme kıyafeti, mayo
- swimming animal
- (Askeri) yüzen hayvanlar
- swimming area
- (Askeri) yüzme alanı
- swimming bladder
- hava kesesi
- swimming capability
- (Askeri) YÜZME KABİLİYETİ: Bir aracın, bir kıyıdan karşı kıyıya kendi kendine gitmek suretiyle ve tabana temas etmeden, su engellerini aşma kabiliyeti. Ayrıca bakınız: "amphibious vehicle"
- swimming capability
- (Askeri) yüzme kabiliyeti
- swimming coaches
- yüzme antrenörlüğü
- swimming costume
- mayo
- swimming device
- (Askeri) yüzdürme düzeni
- swimming device
- (Askeri) YÜZDÜRME DÜZENİ: Yüzdürmek için araca takılan düzen; su üzerinde tutulan aracın sevki içinde ayrıca tedbir alınmalıdır
- swimming naked
- çıplak yüzme
- swimming of the head
- baş dönmesi
- swimming platform
- (Askeri) yüzme platformu
- swimming pool reactor
- (Çevre) havuz reaktörü
- swimming pruriency
- (Tıp) yüzücü kaşıntısı
- swimming suit
- mayo
Bu haftadan itibaren havuz sezonu değil mi? Ah evet. O zaman gidip bir mayo almalıyım.
- It's pool-season from this week, isn't it? Oh yes. I've gotta go and buy a swimming suit, then.
- swimming trunks
- şort mayo
- swimming trunks
- (erkekler için) mayo: He bought a pair of swimming trunks. Mayo aldı
- community swimming pool
- halka açık yüzme havuzu
- covered swimming pool
- kapalı yüzme havuzu
- outdoor swimming pool
- açık havuz
- outdoor swimming pool
- açık yüzme havuzu
- swim
- yüzmekle ilgili
- swim
- baygınlık
- swim
- yüzüş
O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.
- She watched the children swimming in the pool.
O, çocukların yüzüşünü izledi.
- He watched the boys swimming.
- swim
- bir şey içinde yüzmek
- swim
- yüzgeç
- swim
- kulaç atmak
- swim
- yüzerken kullanılan
- swim
- yüzmesine yardım etmek
- swim
- {f} dönmek
- swim
- sersemlemek
- swimming trunks
- erkekler için mayo
- swim
- {f} yüz
Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to swim.
John yüzme kulübündedir.
- John is in the swimming club.
- swim
- (with/in ile) dolu/kaplı olmak
- swim
- (baş) dönmek
- swim
- yüzerek geçmek
Gölü yüzerek geçmek neredeyse beni bitirdi.
- Swimming across the lake almost finished me.
O nehri yüzerek geçmek istedi ama başarısız oldu.
- He wanted to swim across the river, but he failed.
- communal swimming pool
- müşterek/ortak kullanılan yüzme havuzu
- community swimming pool
- müşterek/ortak kullanılan yüzme havuzu
- floating or swimming (in water)
- yüzen ya da (suda yüzme)
- freestyle swimming
- serbest stil yüzme
- in door swimming pool
- Açık yüzme havuz
- medley swimming
- (Spor) Karışık yüzme stili
- swim
- swim against the stream olaylara karşı koymak
- swim
- içine batmak
- swim
- "in" ile taşmak
- swim
- swim bladder balıkta hava
- swim
- {f} (akarsu, göl v.b.'ni) yüzerek geçmek. 3
- does the hotel have a swimming pool
- otelinizin havuzu var mı
- freestyle swimming
- serbest yüzme
- having a swimming pool
- havuzlu
- i like swimming
- yüzmeyi severim
- indoor swimming pool
- kapalı yüzme havuzu
- indoor swimming pool
- (İnşaat) bina içi yüzme havuzu
- let's go swimming
- yüzmeye gidelim
- open air swimming pool
- açık yüzme havuzu
- swim
- {f} ıslatmak
- swim
- dolu/kaplı olmak
- swim
- {f} yüzdürmek
- swim
- su yüzünde durmak
- swim
- {f} (swam, swum, --ming)
- swim
- {f} (suda) yüzmek: They were swimming in the creek. Çayda yüzüyorlardı
- swim
- {f} taşmak
- swim
- {i} baş dönmesi
- swim
- {f} dolmak
- swim
- {i} derin ve bol balıklı su
- swimming pool
- pisin
- synchronized swimming
- {i} ritmik yüzme
- synchronized swimming
- {i} senkronize yüzme
- two piece swimming suit
- bikini