O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
İyi geceler ve tatlı rüyalar.
- Good night and sweet dreams.
O, şekerlemeyi azalttı.
- He had cut down on sweets.
Şekerlemeyi azaltıyorum.
- I'm cutting down on sweets.
Yorgun musun, tatlım?
- Are you tired, sweetie?
Sadece yedi gün daha ve sonra tatlımı tekrar göreceğim.
- Just seven more days — then I'll see my sweetie again.
Siz gerçekten sevimlisiniz.
- You guys are really sweet.
O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
O, tatlı şeyleri sevmiyor.
- He doesn't care for sweet things.
Aşktan dolayı katlandığın acı herhangi bir zevkten çok daha tatlıdır.
- The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır.
- The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.
Biz lise sevgilileriydik.
- We were high school sweethearts.
Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
- Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
- She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.
Şekerlemeye dayanamaz.
- He can't resist sweets.
O, şekerlemeyi azalttı.
- He had cut down on sweets.
Güller tatlı hoş bir koku yayıyorlar.
- Roses emanate a sweet fragrance.
Tom Mary'ye doğum günü için bir kutu çikolata ve uzun saplı bir gül verdi O gerçekten hoş.
- Tom gave Mary a box of chocolates and one long-stemmed rose for her birthday. That's really sweet.
O kokteyl tatlı ve içmesi kolay.
- That cocktail is sweet and easy to drink.
Bu çiçek güzel kokuyor.
- This flower smells sweet.
O çiçek güzel kokuyor.
- That flower smells sweet.
Tatlı şeylere dayanamam.
- I can't resist sweet things.
O, tatlı şeyleri sevmiyor.
- He doesn't care for sweet things.
Bu çikolata çok tatlı ve lezzetli.
- This chocolate is very sweet and tasty.
Yediğim tatlılar lezzetliydi!
- The sweets I ate were delicious!
O, senin şekerliğindi.
- That was sweet of you.
Şişman kız çok şekerli bir sürü şekerleme yiyor.
- The fat girl is eating too much sweets with lots of sugar.
Kulağına güzel ama anlamsız sözler fısıldadı.
- He whispered sweet nothings into her ear.
Peynirli kekin tadı çok güzeldi.
- The cheesecake tasted too sweet.
sweet water.
Can we see the sweet menu, please?.
The new Lexus was a sweet birthday gift.