O pisliğe küfür ediyorum!
- I am swearing at that jerk!
Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
- Swearing relieves the pain.
Tom küfretmeye başladı.
- Tom started swearing.
Lütfen küfretmeyi bırak.
- Stop swearing, please.
Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
- Swearing relieves the pain.
Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Bir polise küfür edemem.
- I cannot swear at a policeman.
Bir dilde öğrendiğin ilk şey küfürlerdir.
- The first thing you learn in a language are swear words.
Elin İncilin üzerinde yemin etmelisin.
- You must swear with your hand on the Bible.
Tom bana kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdi.
- Tom made me swear that I wouldn't tell anyone.