Tom'un Mary'nin yalan söylediğinden şüphelenmek için bir nedeni yoktu.
- Tom had no reason to suspect that Mary was lying.
Tom'dan şüphelenmek için herhangi başka nedenlerin var mı?
- Do you have any other reasons to suspect Tom?
Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
- The police arrested a suspect in connection with the robbery.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
- Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.
- The suspect reportedly stole computers.
Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı.
- The angry crowd clambered around the police van shouting insults at the suspected paedophile inside it.
Zanlı, kapalı devre televizyon sistemine kaydedildikten sonra hızla tespit edildi.
- The suspect was identified quickly after being recorded on closed-circuit television.
Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
- They must have suspected me of stealing.
Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.
- I suspected that he was telling a lie, but that didn't surprise me.
Ondan hoşlanmayacağından kuşkuluyum.
- I suspect that you won't like it.
Tom'un onu önümüzdeki hafta yapacağından kuşkuluyum.
- I suspect Tom will do that next week.
Tom'u öldürdüğünden şüphelenilen adam polis tarafından tutuklandı.
- The man suspected of murdering Tom has been arrested by the police.
Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.
- Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants
Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
- Sami started suspecting Layla was seeing other men.
Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.
- I suspected that he was telling a lie, but that didn't surprise me.
Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
- They must have suspected me of stealing.
Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
- Sami started suspecting Layla was seeing other men.
Mr.Randof is the chief suspect at the moment.
I suspect him of lying.
The figures in these accounts look suspect — I think someone has been cooking the books.
Round up the usual suspects. — Casablanca.
If you asked me who the thief is, I would suspect him.
I suspect his theory.
Bring in the suspected vandal.
... now. And one of the things I suspect Governor Romney and I probably agree on is getting ...
... as well. And I suspect he'll keep those too. You know when members of the Republican ...