surroundings; conditions in which someone or something lives

listen to the pronunciation of surroundings; conditions in which someone or something lives
الإنجليزية - التركية

تعريف surroundings; conditions in which someone or something lives في الإنجليزية التركية القاموس.

environment
ortam

Tom çok dilli bir ortamda büyüdü. - Tom grew up in a multilingual environment.

Çocukların mutlu bir ev ortamına ihtiyacı var. - Children need a happy home environment.

environment
{i} çevre

O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı. - He made an admirable speech about protecting the environment.

O, çevreden sorumlu bakandır. - He is the minister responsible for the environment.

environment
{i} etraf
environment
(Askeri) Çevre muhit
environment
(Askeri) ÇEVRE ŞART VE ETKİLERİ, ÇEVRE (HV.): Bulunulan yer, çevre teçhizatı ve içindeki canlıların harekat özelliklerini, hava sıcaklığı, nem ve bulaşıcı etkilerini, harekat usulleri, ivme, şok, titreşim ve radyasyon durumlarını içine alan bütün şart ve etkilerin toplu ifadesi
environment
(Tıp) Dış etkiler
environment
içinde bulunan şartlar
environment
mekan
environment
(Tıp) environman
environment
(Tıp) Çevre, etraf, civar
environment
{i} çevre, muhit
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} environment
surroundings; conditions in which someone or something lives
المفضلات