Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- The surrounding hills protected the town.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
- I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.
Polisler binayı çevirdi.
- The police have surrounded the building.
Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
- Lions surrounded Tom on all sides.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
- Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.
Polis tarafından kuşatıldık.
- We're surrounded by police.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Evin etrafını çevirttik.
- We've got the house surrounded.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
- He soon got used to the new surroundings.
Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- The surrounding hills protected the town.
Onlar bizi kuşatıyor.
- They're surrounding us.
and this way they get rid of those grand and stubborn opinions that surround them.
... cousins from the surrounding area sell their produce at a pretty local market ...
... at the people surrounding they said was exactly the same as the other way you ...