Tom biraz sarsılmış görünüyordu.
- Tom looked a little shocked.
Biz onun ani ölümünden oldukça sarsıldık.
- We were quite shocked by her sudden death.
Jüri sarsılmış görünüyordu.
- The jury looked shocked.
Kalabalık sarsılmış görünüyordu.
- The crowd looked shocked.