Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.
- Don't worry. They will be supervised.
Aslında domuzlar çalışmadı fakat diğerlerini yönetti ve denetledi.
- The pigs did not actually work, but directed and supervised the others.
Tom Mary'nin müzik video üretimini denetlemesi için işe alındı.
- Tom was hired to supervise the production of Mary's music video.