Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar eğer bir kedi sizin yolunuzdan geçerse, kötü şansınız olacağına inanıyor.
- Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
Kabul ediyorum, cesur değilim ama batıl inançlı değilim.
- I'm not brave, I admit; but I'm not superstitious.
O sadece batıl inanç.
- That's just superstition.
Böyle saçma bir batıl inanç artık yok.
- Such a ridiculous superstition no longer exists.
Ben batıl inançları olan biri değilim.
- I'm not superstitious.
Batıl inançları olan bir kişi misiniz?
- Are you a superstitious person?
Bu, hurafenin modern bir biçimidir.
- That is a modern form of superstition.
Çocuklarımı yetiştireceğim böylece hurafeden korunmuş olacaklar.
- I will raise my children so that they will be protected from superstition.
Senin batıl inançlı olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know you were superstitious.
Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar eğer bir kedi sizin yolunuzdan geçerse, kötü şansınız olacağına inanıyor.
- Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
- Magic is the art of changing superstition into money.
Ben tüm hayatım boyunca, batıl inanca karşı savaştım.
- My whole life long, I fought against superstition.