Bizim restoran en iyisidir.
- Our restaurant is the best.
İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir.
- Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.
Yapabileceğinin en iyisini yaptın.
- You've done the best you can do.
Tom yapabileceğinin en iyisini yapıyor.
- Tom does the best he can.
En çok hangi konuları seversin?
- What subjects do you like the best?
En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.
- Take the one you like best, whichever it is.
Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
- The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
- In my opinion, German is the best language in the world.
Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir.
- Time is a precious thing, so we should make the best use of it.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do my best to pass the examination.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to pass the examination.