sula

listen to the pronunciation of sula
الفنلندية - التركية
erimiş
الإنجليزية - الإنجليزية
type genus of the Sulidae
A genus of sea birds including the booby and the common gannet
السويدية - الإنجليزية
outsoles
sole plate
الفنلندية - الإنجليزية
unfrozen
molten
infusible
التركية - الإنجليزية
{f} watering

He was watering his garden with a hose. - O bahçesini bir hortum ile suladı.

The flowers don't look well. I'd like to water them. Is there a watering can? - Çiçekler iyi görünmüyor. Onları sulamak isterim. Bir su kabı var mı?

{f} watered

Tom watered the flowers. - Tom çiçekleri suladı.

I needn't have watered the flowers. Just after I finished, it started raining. - Çiçekleri sulamama gerek yoktu. Bitirdikten hemen sonra yağmur yağmaya başladı.

{f} water

Land and water make up the earth's surface. - Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.

The gorgeous cake made my mouth water. - Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.

irrigate

They need to be able to irrigate without relying solely on rain. - Onların yalnızca yağmura bağımlı olmaksızın toprağı sulayabilmeye ihtiyaçları var.

douse
الفنلندية - الأسبانية
fundido