Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
- My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Herhangi bir şikâyet veya önerilerinizi aşağıdaki e-posta adresine gönderin.
- Please send any complaints or suggestions to the following email address.
Tom teklifleri dinlemek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to listen to suggestions.
Onun teklifi hakkında ne düşünüyorsun?
- How do you feel about his suggestion?
O, doktorun tavsiyelerine uydu.
- She followed the doctor's suggestions.
Tom'a bir tavsiyesi var mı diye sordum.
- I asked Tom if he had any suggestions.
Fikir verebilir miyim?
- May I make a suggestion?
Arkadaşım iyi bir fikir ileri sürdü.
- My friend put forward a good suggestion.
Tom'un katil olduğunu önermek için hiçbir kanıt yok.
- There's no evidence to suggest that Tom was the killer.
Hiç kimsenin önermek için yeni bir şeyi olmadığı açıktır.
- It is clear that no one has anything new to suggest.
Herhangi bir şikâyet veya önerilerinizi aşağıdaki e-posta adresine gönderin.
- Please send any complaints or suggestions to the following email address.
Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.
- Tom agreed that Mary's suggestions were good ones.
İstatistikler bu şehrin nüfusunun beş yıl içinde iki katına çıkacağını öne sürmektedir.
- Statistics suggest that the population of this town will double in five years.
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
- A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.
- Recent studies suggest that this is not the case.
Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
- His accent suggests he is a foreigner.
Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
- I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
Onunla birlikte partiye gitmemi önerdi.
- He suggested I go with him to the party.
Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.
- Doctors suggest drugs to fight diseases.
Suggestion often works better than explicit demand.
Traffic signs seem to be more of a suggestion than an order.
He's somehow picked up the suggestion that I like peanuts.
Are you suggesting that I killed my wife?.
The guidebook suggests that we visit the local cathedral, which is apparently beautiful.
The name hamburger suggests that hamburgers originated from Hamburg.
... Base and grieving with the families. And the suggestion that anybody in my team, ...