Tom çok aç olduğunu söyledi.
- Tom said he was starving.
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
- The old man was starved to death.
Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi.
- It was a cat starved to skin and bones.
O açlıktan öldüğü için bir parça tost yedi.
- He swallowed a piece of toast because he was starving.
Dünyada birçok insan açlıktan ölüyor.
- A lot of people are starving in the world.