Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Suddenly, something unexpected happened.
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
- Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
- When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden it started raining.
Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.
- Suddenly, something unexpected happened.