suda'

listen to the pronunciation of suda'
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Baş ağrısı
(Osmanlı Dönemi) Rahatsız etme, sıkıntı verme, sıkma
التركية - الإنجليزية

تعريف suda' في التركية الإنجليزية القاموس.

suda boğulmak
drown
suda yürümek
wade
suda yaşayan
aquatic
suda yaşayan hayvanlar
aquatic animals
suda
afloat
suda balık satmak
to make an empty promise
suda bekletmek
steep
suda bitki yetiştirme
hydroponics
suda boğmak
drown
suda boğulmak
to be drowned
suda boğulmak
be drowned
suda durabilen
floatable
suda durmak
keep afloat
suda erir
water-soluble
suda havuzlama
water retting
suda insan var
(Askeri) person in water
suda işleyebilen kamyon
duck
suda sertleşme
water hardening
suda sertleştirme
water hardening
suda suvermek
to water-quench
suda sürüklenen şey
driftage
suda sıçrayarak gitmek
skitter
suda ve karada yaşayabilen
amphibian
suda ve karada yaşayabilen hayvanlar
Amphibia
suda yaşayan bir tür omurgasız hayvan
polyzoon
suda yaşayan hayvan veya bitki
aquatic
suda yürüme
wade
suda yürümek
squelch
suda yürümek
slush
suda yürümek
slop
suda yürümek
slosh
suda yüzen
awash
suda çalkalayarak temizlemek
swill out
suda çözülür
water-soluble
suda çözünen
water-soluble
suda çözünmeyen
water-insoluble
ayaklarını suda oynatma
paddling
ayaklarını suda oynatmak
paddle
bir bardak suda fırtına
a storm in a teacup
bir bardak suda fırtına koparmak
to raise a tempest in a teapot
bulanık suda balık avlamak
to fish in muddy waters
karada ve suda çalışabilen
amphibian
kısmen suda yaşayan
(Hayvan Bilim, Zooloji) semiaquatic
sıcak suda pişirilmiş
poached
tuzlu suda soğutma
brine cooling
tuzlu suda su verme
brine quenching
çamurlu suda koşmak
slop
اللاتينية - الإنجليزية

تعريف suda' في اللاتينية الإنجليزية القاموس.

suda
clear and bright