Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.
- Wir suchen jemanden, der fließend Französisch spricht.
Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.
- Viele Studenten suchen Teilzeitjobs.
Kız mantar aramak için ormana gitti.
- Das Mädchen ging in den Wald, um Pilze zu suchen.
İş aramak için New York'a geldi.
- Er kam nach New York, um eine Arbeit zu suchen.
Onun bürosunu bulmak kolaydı.
- Finding her office was easy.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
- I had great difficulty in finding my ticket at the station.
O bulgular benim kendi gözlemlerimle eşleşiyor.
- Those findings match my own observations.
Bu önemli bir bulgudur.
- This is a significant finding.
Onun bürosunu bulmak kolaydı.
- Finding her office was easy.
Onun iş bulma şansı yoktu.
- He had no luck in finding work.
Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum.
- I'm finding it difficult deciding on which one to buy.
Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.
- We're finding it difficult deciding on which one to buy.
You don't need to know everything, you just need to know where to search.
- Man muss nicht alles wissen; es reicht zu wissen, wo man suchen muss.
I went into the town in search of a good restaurant.
- Ich ging in die Stadt um ein gutes Restaurant zu suchen.