تعريف such a change is produced by في الإنجليزية التركية القاموس.
- produced
- {s} üretilmiş
- produced
- {f} üret
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
-In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.
-His mobile phone produced radio emissions that interfered with other phones.
- produced
- üretilen
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
-The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Onu Japonya'nın kamu yayıncısı NHK tarafından üretilen bir belgeselde gördüm.
-I saw it in a documentary produced by NHK, Japan' s public broadcaster.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف such a change is produced by في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- produced