submarine

listen to the pronunciation of submarine
الإنجليزية - التركية
denizaltı

Hayatımda sarı bir denizaltı hiç görmedim. - I've never seen a yellow submarine in my life.

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı. - The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.

(isim) denizaltı
denizaltı gemi
denizin altında olan
denizaltında olan
denizaltı ile ilgili
(sıfat) denizaltı
(Askeri) DENİZALTI: Asıl görevi, diğer denizaltılar dahil, gemilerin yerlerini tespit ve imha olmak üzere, su altı harekatı için tasarlanmış savaş gemisi. Diğer deniz görevlerini yerine getirme kabiliyeti de vardır. SSN'ler nükleer denizaltılardır. SS ve SSN olarak anılırlar. Ayrıca bakınız: "fleet ballistic missile submarine" ve "noncapital ship"
denizalı submarine chaser denizaltı avcı botu
submarine mine denizaltı mayını
{i} denizaltı (gemi)
{s} denizaltında yetişen
denizdibi
submarine cable
(Elektrik, Elektronik,Teknik) denizaltı kablosu
submarine cables
denizaltı kabloları
submarine canyon
(Askeri) denizaltı kanyonu
submarine canyon
(Denizbilim) deniz altı kanyonu
submarine chaser
(Askeri) denizaltı avlama botu
submarine chaser
(Askeri) denizaltı avcısı
submarine chaser
avcı botu
submarine havens
(Askeri) denizaltı barınakları
submarine launched missile
(Askeri) denizaltıdan atılan füze
submarine mine
(Askeri) denizaltı mayını
submarine rescue vessel
(Askeri) denizaltı kurtarma gemisi
submarine mine
sualtı mayını
submarine rocket
denizaltı roketi
submarine torpedo
denizaltı torpidosu
submarine valley
denizdibi vadisi
submarine valley
denizdibi koyağı
submarine base
(Denizcilik) Denizaltı üssü
submarine fans
denizaltı fanlar
submarine relief
denizdibi engebeleri
submarine sandwich
denizaltı sandviç
submarine valley
denizdibi koyağı, denizdibi vadisi
submarine action area
(Askeri) denizaltı faaliyet bölgesi
submarine attack nuclear
(Askeri) nükleer tahrikli denizaltı
submarine base
(Askeri) DENİZALTI ÜSSÜ: Denizaltılara her türlü destek sağlayan üstür
submarine blasting
(Askeri) denizaltı patlaması
submarine chaser
(Askeri) DENİZALTI AVCISI: Özellikle denizaltılara karşı harekatta bulunmak üzere imal edilmiş gemi
submarine earthquake
(Çevre) deniz dibi depremi
submarine earthquake
(Askeri) denizaltı depremi
submarine element coordinator
(Askeri) denizaltı unsur koordinatörü
submarine engine
denizaltı motoru
submarine excursion
(Askeri) denizaltı gezintisi
submarine exercise area
(Askeri) denizaltı eğitim sahası
submarine exercise coordinator
(Askeri) DENİZALTI TATBİKATI KOORDİNATÖRÜ: İlgili ülkeler tarafından üzerinde anlaşmaya varılmış olan milli denizaltı tatbikat sahalarını ve sınırlarını sürekli olarak yayınlayan yetkili
submarine forest
(Askeri) denizaltı ormanı
submarine geomorphology
(Askeri) denizaltı jeomorfolojisi
submarine havens
(Askeri) DENİZALTI BARINAKLARI: Muharebe dışı denizaltı faaliyetlerine mahsus ve aşağıdaki bölgeleri içine alan belirli deniz sahaları: a. Bölge, filo veya dengi komutanlıklarca bildirilmiş denizaltı barınakları. b. Muharebe dışı sahalarda denizaltı faaliyetleri ve eğitim için ayrılmış bölgeler. c. Seyir halindeki denizaltıların tahminini mevkiinden belirtilen yönde 50 deniz mili ileriye, 100 deniz mili geriye ve yanlarda 15'er deniz mili olmak üzere "Denizaltı Hareket Raporları" ile tesis edilmiş intikal sahaları. Ayrıca bakınız: "moving havens"
submarine landslide
(Askeri) denizaltı heyelanı
submarine launched missile
(Askeri) DENİZALTIDAN ATILAN FÜZE: Bak. "Sea launched ballistic missile"
submarine mine
(Askeri) SU ALTI MAYINI: İçerisindeki infilak maddesi ve bir ateşleme tertibatı bulunan, düşman gemilerini tahrip etmek için su altından aşağıya dökülen, su geçmez çelik mayın. Kontrollü su altı mayını (controlled submarine mine) ise, kıyıdaki bir kontrol istasyonundan elektrikle idare edilen bir ateşleme tertibatı ile teçhiz edilmiş su altı mayınıdır
submarine mine control system
(Askeri) SU ALTI MAYIN ATEŞLEME SİSTEMİ: Su altı mayınlarının ateşlenmesini idareye yarayan kablo, tevzi tablo, tevzi kablosu vs. den meydana gelmiş tertibat. Ayrıca bakınız: "mine control system"
submarine mine field
(Askeri) su altı mayın engeli
submarine mine planter
(Askeri) MAYIN GEMİSİ: Bak. "mine planter"
submarine minefield
(Askeri) SU ALTI MAYIN ENGELİ: Düşman gemilerinin girmesini önlemek veya girmesini idareye yarayan kablo, tevzi kablosu, altı sahasına dökülen mayınların tertip şekli
submarine minefield
(Askeri) sualtı mayın tarlası
submarine mining
(Askeri) denizaltı ile mayın dökme
submarine mining
(Askeri) MAYIN DÖKME: Bir su sahasına düşmanı sokmamak için veya bu sahaya giren düşman vasıtalarını tahrip etmek maksadıyla su altı mayınları dökmek
submarine movement advisory authority
(Askeri) DENİZALTI HAREKATI DANIŞMA (İSTİŞARE) MAKAMI: Kendi sorumluluk bölgesindeki denizaltı ve değişik derinliklerde sonar faaliyeti yürüten gemileri izleyen ve denizaltı kontrol yetkililerine ve de gerektiğinde, karşılıklı müdahale durumunda bulunan birliklere, talimatlar veren komutan
submarine net
(Askeri) DENİZALTI MANİA AĞI: Denizaltıların bir boğaza veya su yoluna girmelerine engel olmak için, bu gibi yerleri kapamak üzere kullanılan, zemine demirlenmiş ve su altında dik vaziyette asılı bulunan çelik tellerden müteşekkil ağ
submarine net
(Askeri) denizaltı engel ağı
submarine notice
(Askeri) DENİZALTI İLANI: Gerek barış gerekse savaş zamanında, intikal ve karakol bölgeleriyle ilgili bilgiler dahil olmak üzere, denizaltıların hareket ve intikaliyle ilgili talimatlar vermek üzere, denizaltı kontrol makamı tarafından gönderilen mesaj halindeki rapor
submarine notice
(Askeri) denizaltı ilanı
submarine oil field
(Askeri) denizaltı petrol alanı
submarine operating authority
(Askeri) denizaltı harekat yetkisi
submarine operating authority
(Askeri) denizaltı harekat makamı
submarine operating authority
(Askeri) DENİZALTI HAREKAT MAKAMI: Denizaltıların faaliyetlerini kontrol yetkisine haiz, Deniz Kuvvetlerine bağlı komutan
submarine park
(Askeri) denizaltı parkı
submarine patrol area
(Askeri) denizaltı karakol sahası
submarine patrol areas
(Askeri) DENİZALTI KARAKOL SAHALARI: Denizaltı faaliyetlerinin aşağıdaki koşullar sağlanarak yapılmasına olanak vermek amacıyla oluşturulmuş yasak bölge. a. Savaş zamanında dost kuvvetlerin taarruzu veya onların faaliyeti tarafından engellenmemek. b. Barış zamanında karşılıklı müdahale ve engelleme olmaması
submarine patrol zone
(Askeri) denizaltı karakol bölgesi
submarine patrol zones
(Askeri) DENİZALTI KARAKOL BÖLGELERİ: Dost kuvvetlerin harekatı veya muhtemel taarruzu ile sınırlanmayacak denizaltı harekatına imkan vermek maksadıyla tesis edilmiş deniz yasak bölgeleri
submarine pipeline
(Askeri) denizaltı boru hattı
submarine plants
denizdibi bitkileri
submarine plotting board
(Askeri) denizaltı plot levhası
submarine plotting board
(Askeri) DENİZALTI PLOT LEVHASI: Üzerinde denizaltı harekatının plot veya takip edildiği bir harekat durum levhası
submarine prospecting
(Askeri) denizaltı araştırması
submarine resources
(Askeri) denizaltı kaynakları
submarine ridge
(Askeri) denizaltı dağ sırası
submarine rocket
(Askeri) DENİZALTI ROKETİ: Esas itibariyle denizaltı savunmasında kullanılan, su altında bulunan bir denizaltıdan fırlatılan, nükleer patlayıcılı veya güdümlü torpido taşıyan roket. Genel adı Subroc'tur. UUM-44 A olarak anılır
submarine safety lane
(Askeri) emniyetli denizaltı geçiti
submarine safety lanes
(Askeri) EMNİYETLİ DENİZALTI GEÇİTLERİ: Bak. "safety lanes"
submarine sanctuaries
(Askeri) DENİZALTI SIĞINAKLARI: Muharebe dışı denizaltı ve denizaltı hava karşı savunma tatbikatlarının yapılması için tesis edilmiş yasak bölgeler. Bu bölgeler sabit veya seyyar olup normal olarak geri bölgelerde tesis edilirler. Ayrıca bakınız: "moving havens"
submarine sanctuaries
(Askeri) denizaltı sığınakları
submarine sightseeing
(Askeri) denizaltı manzarası
submarine sightseeing vessel
(Askeri) denizaltı gezme aracı
submarine sill
(Coğrafya) denizdibi eşiği
submarine slope failure
(Çevre) deniz dibi yamaç kayması
submarine spring
(Askeri) denizaltı kaynağı
submarine striking forces
(Askeri) DENİZALTI DARBE KUVVETLERİ: Taarruzi nükleer darbe yapmak üzere oluşturulmuş güdümlü veya balistik füze fırlatma kabiliyetine sahip denizaltılar
submarine striking forces
(Askeri) denizaltı darbe kuvvetleri
submarine tillage
(Askeri) denizaltı tarımı
submarine topography
(Askeri) denizaltı topoğrafyası
submarine trench
(Askeri) denizaltı hendeği
submarine volcano
(Askeri) denizaltı volkanı
submarine volcano
(Çevre) deniz dibi volkanı
submarine volcano
(Coğrafya) denizdibi yanardağı
submarine warfare operations research division
(Askeri) denizaltı harbi harekat araştırma dairesi
submarine work
denizaltı işleri
submarine works
(Askeri) denizaltı çalışmaları
guided missile submarine
(Askeri) güdümlü mermili
anti submarine rocket
denizaltı avcı gemisi
attack submarine
saldırı denizaltısı
auxiliary research submarine
yardımcı araştırma denizaltısı
lifeguard submarine
kurtarma denizaltısı
Commander Submarine Force, United States Atlantic Fleet
(Askeri) Birleşik Devletler Atlantik Filosu Denizaltı Kuvvetleri Komutanı
Commander Submarine Force, United States Pacific Fleet
(Askeri) Birleşik Devletler Pasifik Filosu Denizaltı Kuvvetleri Komutanı
certain submarine
(Askeri) tespit edilmiş denizaltı
controlled submarine
(Askeri) kontrollü denizaltı mayını
controlled submarine mine
(Askeri) KONTROLLU DENİZALTI MAYINI: Bak. "controlled mine"
fleet ballistic missile submarine
(Askeri) DONANMA BALİSTİK FÜZE DENİZALTISI: Kendine tahsis edilen hedeflere, su üstünde veya dalmış vaziyette iken, balistik füze taarruzları yapabilen, nükleer takatli denizaltı. SSEN olarak adlandırılır
guided missile submarine
(Askeri) GÜDÜMLÜ MERMİLİ DENİZALTI: Ayrıca su üstünden güdümlü mermi taarruz kabiliyetine sahip olacak şekilde imal edilmiş denizaltı. SSG ve SSGN olarak adlandırılır. SSGN nükleer güçlüdür. GUIDED MISSILE (SURFACE-TO-AIR): GÜDÜMLÜ MERMİ (SATIHTAN-HAVAYA): Hava hedeflerine karşı kullanılmak üzere satıhtan fırlatılan güdümlü füze. GUIDED MISSILE (SURFACE TO-SURFACE): GÜDÜMLÜ MERMİ (SATIHTAN-SATIHA): Satıh hedeflerine karşı kullanılmak üzere satıhtan fırlatılan güdümlü füze
highspeed submarine
(Askeri) YÜKSEK SÜRATLİ DENİZALTI: Dalmış halde iken hızı 20 km/s veya daha yüksek olan denizaltı
moving submarine haven
(Askeri) SEYYAR DENİZALTI BARINAĞI: İntikaldeki denizaltıları çevreleyen ve belirtilmiş rota üzerindeki Denizaltının tahmini mevkiinden 50 mil ileriye, 100 mil geriye, 15'er mil yanlara doğru uzanan, denizaltı ihbarları ile tesis edilmiş saha. Ayrıca bakınız: "moving havens"
moving submarine haven
(Askeri) seyyar denizaltı barınağı
possible submarine
(Askeri) muhtemel denizaltı
probable submarine
(Askeri) muhtemel denizaltı
special psychological operations (PSYOP) assessment; submarine patrol area
(Askeri) özel psikolojik harekat değerlendirmesi; denizaltı devriye bölgesi
submariner
denizaltıcı
united states naval submarine school
(Askeri) ABD DENİZALTI OKULU: Küçük rütbeli subaylarını denizaltı görevlerinde yetiştiren deniz okulu
الإنجليزية - الإنجليزية
A boat that can go underwater
A kind of sandwich made in a long loaf of bread
Of something hidden or undisclosed, e.g. submarine patent
To operate or serve on a [[#Noun|submarine]]
Under water
Pitch delivered with an underhand motion
To torpedo; to destroy with a sudden sneak attack
existing, done, or operating beneath the surface of the sea
{a} lying, put or acting under the sea
a submersible warship usually armed with torpedoes attack by submarine; "The Germans submarined the Allies" control a submarine bring down with a blow to the legs throw with an underhand motion move forward or under in a sliding motion; "The child was injured when he submarined under the safety belt of the car" beneath the surface of the sea
A submarine plant or animal
control a submarine bring down with a blow to the legs throw with an underhand motion move forward or under in a sliding motion; "The child was injured when he submarined under the safety belt of the car"
a submarine torpedo boat; called specif
beneath the surface of the sea
move forward or under in a sliding motion; "The child was injured when he submarined under the safety belt of the car"
Submarine means existing below the surface of the sea. submarine caves. submarine plants
The latter type and most of the former type are submerged as desired by regulating the amount of water admitted to the ballast tanks and sink on an even keel; some of the former type effect submersion while under way by means of horizontal rudders, in some cases also with admission of water to the ballast tanks
submergible submarine when capable of operating at various depths and of traveling considerable distances under water, and submersible submarine when capable of being only partly submerged, i
so that the conning tower, etc
throw with an underhand motion
{s} under water, operating beneath the surface of the water; of or pertaining to submarines
A submarine is a type of ship that can travel both above and below the surface of the sea. The abbreviation sub is also used. a nuclear submarine
A submarine sandwich is a long soft bread roll filled with a combination of things such as meat, cheese, eggs, and salad. The abbreviation sub is also used. a ship, especially a military one, that can stay under water. growing or used under the sea. Naval vessel capable of operating underwater for sustained periods. In the 18th and 19th centuries, American inventors such as David Bushnell (1742?-1824) and Robert Fulton experimented with hand-powered submarines. In 1898 John P. Holland (1840-1914) launched the Holland, which had both a gasoline engine for surface locomotion and a battery-powered electric motor for submerged cruising; it was purchased by the U.S. government in 1900. The innovations of Simon Lake (1866-1945) were adopted first in Europe and later in the U.S. By the eve of World War I, all major navies had diesel-electric submarines. German U-boats were an especially potent threat; through World War II they introduced such innovations as the snorkel, which supplied fresh air to the diesel engine without having to surface the boat. Nuclear-powered submarines began service with the launching of the USS Nautilus in 1954. The abundant power provided by uranium-fueled reactors means that nuclear submarines can remain submerged and operate at high speed indefinitely. Only the navies of the U.S., Russia, Britain, France, and China have nuclear-powered submarines; other navies rely on conventional diesel-electric power. Subs may be armed with torpedoes, cruise missiles, or ballistic missiles fitted with nuclear warheads. Because they are so difficult to locate, they are of great importance in the forces of almost all maritime states. See also depth charge; sonar; Trident missile. submarine plateau submarine canyon submarine fan submarine fracture zone submarine mine submarine slump
is still above water
a submersible warship usually armed with torpedoes
bring down with a blow to the legs
a large sandwich made of a long crusty roll split lengthwise and filled with meats and cheese (and tomato and onion and lettuce and condiments); different names are used in different sections of the United States
Being, acting, or growing, under water in the sea; as, submarine navigators; submarine plants
Nav
{f} attack by submarine; drown by submarine; take part in the operation of a submarine; control a submarine; glide under something
control a submarine
a submersible warship usually armed with torpedoes attack by submarine; "The Germans submarined the Allies"
{i} ship that travels under water, ship that operates entirely under water; (Canada & USA) sandwich made with a baguette filled with cheese and meats and vegetables (tomatoes, onions and lettuce and other condiments)
attack by submarine; "The Germans submarined the Allies"
A submarine boat; esp
U-boat
submarine patent
A patent first published and granted long after the filing of the initial application
submarine river
a river-like current on the seabed
submarine sandwich
a sandwich made on a long roll split lengthwise
submarine ball
a pitch thrown sidearm instead of overhead
submarine cable
underwater cable, undersea cable
submarine canyon
Narrow, steep-sided underwater valley cut into a continental slope. Submarine canyons resemble river canyons on land, usually having steep, rocky walls. They are found along most continental slopes. Those of the Grand Bahama Canyon, which are thought to be the deepest, cut nearly 3 mi (5 km) deep into the continental slope. Most submarine canyons extend only about 30 mi (50 km) or less, but a few are more than 200 mi (300 km) long
submarine chaser
A small, fast ship equipped to pursue and attack submarines
submarine crewman
member of a submarine team, sailor of a submarine
submarine detection
radar used to detect submarines and warn of their presence
submarine fan
Accumulation of land-derived sediment on the seafloor; a fan is shaped like the section of a cone, with its apex at the mouth of a subbmarine canyon. The sediments consist largely of sandy material that drops from the canyon current in successively finer layers. Submarine fan valleys, with low relief and natural levees, often occur on submarine fans. Several fans may coalesce laterally
submarine fracture zone
Long, narrow, and mountainous submarine lineation that generally separates ocean-floor ridges differing in depth by as much as 1 mi (1.6 km). The largest fracture zones, in the eastern Pacific, are more than 1,000 mi (1,600 km) long and 60-125 mi (100-200 km) wide. Numerous shorter fracture zones in the Atlantic are associated with the Mid-Atlantic Ridge
submarine mine
underwater mine, underwater explosive
submarine mine
In military and naval operations, a stationary explosive device placed in the water and designed to destroy ships that touch or approach it. Submarine mines have been used since the mid-19th century. They consist of an explosive charge fitted with a device that detonates the charge when a ship or submarine is nearby. Placed by vessels called minelayers or dropped by aircraft, they are anchored to the sea floor by a cable. Various types of submarine mines are detonated by contact, by an approaching ship's magnetic field, by changes in water pressure, or by the sound of a ship's propellers. The mine was the most effective antisubmarine weapon in World War I. Its role was even greater in World War II, when mines sank 1,118 Allied ships and 1,316 Axis ships. See also land mine, minesweeper
submarine sandwich
{i} sub, hero sandwich, sandwich made of a loaf of French or Italian bread cut in half lengthwise and filled with slices of meats or cheese and vegetables (lettuce, tomato, onion and condiments)
submarine sandwich
a long bread roll which is split open and filled with meat, cheese etc = sub
submarine slump
In a submarine canyon or on a continental slope, a relatively rapid and sporadic downslope moving mass composed of sediment and organic debris that has built up slowly into an unstable or marginally stable mass. After an individual slump in a canyon, however, the material tends to continue falling in a series of slumps until the sediment mass attains a shallower, more stable slope. A slumping episode may also trigger other slumps farther down the canyon
submarine torpedo
a torpedo designed to be launched from a submarine
submarine warfare
method of battle based on the use of submarines
submariner
A pitcher that throws with an underhand motion

Jones was a submariner and could often confuse a batter with his unorthodox delivery.

Yellow Submarine
recording and a movie made by the rock group "The Beatles
a submarine
sub
anti-submarine rocket
a shipboard system to fire rockets at submarines
attack submarine
a military submarine designed and armed to attack enemy shipping
auxiliary research submarine
a submarine for research purposes
fleet ballistic missile submarine
a submarine carrying ballistic missiles
nuclear powered submarine
submarine driven by nuclear power
submariner
a member of the crew of a submarine
submariner
A submariner is a sailor or other person who goes in a submarine. a sailor living and working in a submarine
submariner
{i} crew member of a submarine
submarines
plural of submarine
submarines
third-person singular of submarine
submarine
المفضلات