He jumped across the puddle.
- O, su birikintisi üzerinden atladı.
There are several puddles on the roads.
- Yollarda birkaç su birikintisi var.
A passing car hit a puddle and splashed water all over me.
- Geçen bir araç bir su birikintisine çarptı ve üstüme su sıçrattı.
Tom stepped in a puddle of water.
- Tom bir su birikintisi içinde yürüdü.