strolling, striding

listen to the pronunciation of strolling, striding
الإنجليزية - التركية

تعريف strolling, striding في الإنجليزية التركية القاموس.

walking
{s} yürüyen

Tabiri caizse, o yürüyen bir sözlüktür. - He is, so to speak, a walking dictionary.

Ken ile yürüyen kız May'dir. - The girl walking with Ken is May.

walking
{i} yürüyüş

Dün, parktaki yürüyüşten evime giderken bir sağanağa yakalandım. - Yesterday I was caught in a shower on my way home from walking in the park.

Yürüyüşe itirazım yok. - I don't mind walking.

walking
{i} yürüme

O yalnız yürümeyi sever. - She likes walking alone.

Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir. - The school is within walking distance of my house.

walking
{f} yürü

John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim. - I watched John and Mary walking hand in hand.

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

walking
canlı
walking
ayaklı

Ona ayaklı sözlük derler. - He is called a walking dictionary.

O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir. - He's what they call a walking encyclopedia.

walking
walking legs yürüyebilme
walking
walking dictionary her kelimenin anlamını söylemeye hazır olan kimse
walking
{i} gezme, yürüme
walking
canlı sözlük
walking
walking beam makinada kuvvet nakleden ve muntazam rakkas hareketiyle işleyenwalking delegate sendika temsilcisi
walking
{i} yürüyüş (tarzı)
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} walking
strolling, striding
المفضلات