الإنجليزية - التركية
تعريف stout; mettlesome; resolute في الإنجليزية التركية القاموس.
- stuffy
- havasız
Pencereyi açar mısın ve bu havasız odayı havalandırır mısın?
-Will you open the window and air out this stuffy room?
Burası sıcak ve havasız.
-It's hot and stuffy in here.
- stuffy
- {s} sıkıcı
Bu odadaki hava çok sıkıcı.
-The air in this room's very stuffy.
- stuffy
- {s} boğucu
- stuffy
- fazla resmi
- stuffy
- eski kafalı
- stuffy
- tutucu
- stuffy
- resmi
- stuffy
- {s} küf kokulu
- stuffy
- {s} alıngan
- stuffy
- {s} dargın
- stuffy
- {s} kendini beğenmiş
- stuffy
- tıkalı k
- stuffy
- {s} mutaassıp
- stuffy
- {s} tıkanmış
- stuffy
- {s} tıkalı
- stuffy
- tutucu/sıkıcı/havası pis
- stuffy
- {s} tıkalı (burun)
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف stout; mettlesome; resolute في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- stuffy
stout; mettlesome; resolute
الواصلة
stout; mettlesome; res·o·luteالنطق
Resimler
المفضلات