Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Hikâye doğru görünüyor.
- The story seems true.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Evin tüm katları ahşaptan yapılmıştır.
- All storeys of the house are made of wood.
Yirmi kat aşağıya gitmek istiyorsan bir asansöre ihtiyacın var.
- You need an elevator if you want to go down twenty storeys.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Hikâye doğru görünüyor.
- The story appears to be true.
Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.
- Kate was surprised by Brian's story.
Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.
- The photo he showed added color to his story.
Söylenti Mary'nin boşanmak istemesi.
- The story is that Mary wants a divorce.
Bu kolay İngilizce ile yazılmış bir hikaye.
- This is a story written in easy English.
Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.
- Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy.
Bana o masalı anlatan dedemdi.
- It was my grandfather that told me that story.
Amcam bana masalı bir fıkra gibi anlattı.
- My uncle told me the story by way of a joke.
Bu destansı bir hikaye.
- This is an epic story.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Ne yalan söylersem söyleyeyim, Annem bana inanır.
- Whatever story I tell, Mother believes me.
Kızın hakkındaki öykü, haberlerdeydi.
- The story about the girl was in the news.
Tom, iyi bir öykü anlatıcısı.
- Tom is a good story teller.
Şu ikizler hakkındaki gazete makalesini hatırlattım.
- I recalled a newspaper story about those twins.
Sana bir hikaye anlatmak istiyorum.
- I want to tell you a story.
Hikaye anlatmak ister misin, yoksa benim anlatmam mı gerekiyor?
- Do you want to tell the story, or should I?
For superstitious reasons, many buildings number their 13th storey as 14, bypassing 13 entirely.
Our shop was on the fourth story of the building — we had to install an elevator.
What will she do without being able to watch her stories?.