stop, halt, break

listen to the pronunciation of stop, halt, break
الإنجليزية - التركية

تعريف stop, halt, break في الإنجليزية التركية القاموس.

cease
{f} dinmek
cease
{f} son vermek
cease
{f} durdurmak
cease
durmak
cease
{f} bitmek
cease
{f} sona ermek
cease
{f} vazgeçmek
cease
{f} kesmek
cease
kaldırma
cease
ara

ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor. - The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties.

cease
arkası kesilmek
cease
durdur

Polonya 120 yıl boyunca bir ulus olarak var olmayı durdurdu. - Poland ceased to exist as a nation for 120 years.

Finansal desteği durdurmaya karar verdik. - We decided to cease financial support.

cease
{f} bırakmak, devam etmemek, son vermek
cease
durak
cease
{f} kesilmek
cease
durmaksızın
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} cease
stop, halt, break
المفضلات