O, onun çalınan bisikletiydi.
- It was his bicycle that was stolen.
O, çalınan cüzdanını kurtardı.
- He recovered his stolen wallet.
Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı.
- Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
Bu sabah işten kovuldum. Geldiği zaman da hep üst üste gelir ya, ofisin bulunduğu binadan çıkmamla beraber arabamın da çalınmış olduğunu gördüm.
- I got fired from my job this morning. But, when it rains it pours, and upon coming out of the office building I found that someone had stolen my car.
Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- I had my bicycle stolen last night.
Cüzdanım dün çalındı.
- My wallet was stolen yesterday.
Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
- In the summer it's very hot in southern Spain.
Tom pizzasına çok fazla acı sos koydu.
- Tom put too much hot sauce on his pizza.
Biraz baharatsız ve acısız Kore yemeği yemek istiyorum.
- I want to eat some Korean food that isn't hot and spicy.
Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı.
- Tom accused Mary of stealing his money.
Tom, Mary'yi biraz para çalmakla suçladı.
- Tom accused Mary of stealing some money.
Tom Mary'ye onun ateşli olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that she was hot.
Tom Mary'ye ateşli olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that he was hot.
Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim.
- If I saw a boy steal something in the supermarket, I would report him to the manager.
Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder.
- A person who steals deserves punishment.
Yoksulluk onu çalmaya zorladı.
- Poverty drove him to steal.
Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
- They must have suspected me of stealing.
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
- The fresh strawberries went like hot cakes.
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
- Our guide misinformed us about the location of the hotel.
Bu gerçek bir kelepir.
- This is a real steal.
Sen inanılmaz seksisin.
- You're incredibly hot.
Bu kız gerçekten seksi.
- This girl is really hot.
The catcher caught the wild pitch and threw the ball to second, just in time, preventing another stolen base.
At this price, this car is a steal.
He stole the car for two thousand less than its book value.
Three irreplaceable paintings were stolen from the gallery.
... NOTHING TASTES BETTER THAN SOMETHING STOLEN FROM A BABY. ...
... My wallet was stolen. ...