O dağınıklık hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what to do about that mess.
Mutfaktaki bu dağınıklıktan kim sorumlu?
- Who's responsible for this mess in the kitchen?
Tom Mary'yi karışıklıktan kurtardı.
- Tom got Mary out of a mess.
Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.
- Tom certainly came out of that mess smelling like a rose.
Bu karmakarışık olacak.
- This is going to get messy.
Bu, oldukça karmakarışık olabilirdi.
- This could get quite messy.
O, hızla kirliliği temizledi.
- She quickly cleaned up the mess.
Bu kirliliği temizlememe yardımcı ol.
- Help me clean up this mess.
Başımızı belaya sokan kişi Tom'du.
- Tom was the one who got us into this mess.
The wardroom mess.
I mess with the wardroom officers.
He made a mess of it.
Parked under a tree, my car was soon covered in birds' mess.