stehenbleibend

listen to the pronunciation of stehenbleibend
الإنجليزية - التركية

تعريف stehenbleibend في الإنجليزية التركية القاموس.

stopping
(Bilgisayar) durduruluyor
stopping
(Bilgisayar) duruyor

Bu otobüs neden duruyor? - Why is this bus stopping?

Neden burada duruyoruz? - Why are we stopping here?

stopping
diş dolgusu
stopping
tevakkuf
stopping
durma

Şimdi bir süre durmamın benim için bir sakıncası yok. - I wouldn't mind stopping for a while now.

Durmadan sık sık saatlerce çalışırdı. - He would often work for hours without stopping.

stopping
durarak
stopping
{i} dolgu
stopping
{i} kesilme
stopping
dolgu/duruş
stopping
{i} tıkama
stopping
{i} durdurma

Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi. - The police were intent on stopping the criminal.

Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin? - How about stopping the car and taking a rest?

ألمانية - الإنجليزية
pulling up
stopping
pausing