stecken geblieben

listen to the pronunciation of stecken geblieben
الإنجليزية - التركية

تعريف stecken geblieben في الإنجليزية التركية القاموس.

stuck
şaşırıp kalmış
stranded
güç durumda
stranded
parasız
stranded
(gemi) karaya oturmuş
stranded
{f} karaya otur

Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin? - If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read?

O, şehirde karaya oturmuştu. - She was stranded in the city.

stuck
yapışmış

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı. - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

Kitabın iki sayfası birbirine yapışmış. - Two pages of the book stuck together.

stranded
Karaya oturmuş, yolda kalmış, başarısız olmuş, sıkışmış, sıkıntıda
stranded
karaya oturan
stranded
yaya kalmak
stranded
(sıfat) karaya oturmuş, yolda kalmış, başarısız olmuş, sıkışmış, sıkıntıda
stranded
{s} yolda kalmış
stranded
sahile vurmak
stranded
karaya oturt
stranded
{s} sıkıntıda
stranded
{s} başarısız olmuş
stranded
{s} sıkışmış
stuck
âşık

Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor. - Bill seems to be stuck on Mary.

stuck
stic batır/yapış/yapıştır
stuck
get stuck saplanmak
stuck
vurgun
ألمانية - الإنجليزية
stuck
stranded
Wo sind wir stecken geblieben?
Where did we break off?
steckengeblieben
seized up
steckengeblieben
become/got bogged down
steckengeblieben
got stuck
steckengeblieben
stranded