الإنجليزية - التركية
تعريف steal, seize; search frantically, rummage, ransack; empty, take away في الإنجليزية التركية القاموس.
- rifle
- {i} tüfek
O onu bir tüfekle vurdu.
-She shot him with a rifle.
Omuzunda bir tüfek taşıyordu.
-He carried a rifle on his shoulder.
- rifle
- {f} soy
- rifle
- soymak
- rifle
- soy(mak)
- rifle
- {f} içindeki şeyleri altüst ederek -i talan etmek
- rifle
- (Askeri) YİVLİ SİLAH: Atış sıhhatini artırmak ve menzili uzatmak için namlusu içinde, mermiye devir hareketi veren yivler ve setler açılmış hertürlü ateşli silah
- rifle
- {f} ceplerini boşaltmak
- rifle
- {f} yiv açmak
- rifle
- tüfekli erler
- rifle
- şişhaneli askerler
- rifle
- rifleman/şişhane neferi
- rifle
- {f} yağma etmek
- rifle
- tüfekli er
- rifle
- {f} soyup soğana çevirmek
- rifle
- {f} through (bir şeyi ararken) -i altüst/karmakarışık etmek
- rifle
- rifle pit piyade siperi
- rifle
- rifle range poligon
- rifle
- top veya tüfek namlus
- rifle
- soy/yiv aç
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف steal, seize; search frantically, rummage, ransack; empty, take away في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {f} rifle
steal, seize; search frantically, rummage, ransack; empty, take away
الواصلة
steal, seize; search frantically, rummage, ransack; empty, take a·wayالنطق
Resimler
المفضلات