Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.
- I had to stay in bed all day.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
- In this kind of weather, it's best to stay home and not go outside.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
- You must not stay up late.
John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
- She visits him quite often, but never stays very long.
Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
- During his stay in London, he is going to visit his cousin.
Buradan uzak durmalıyım.
- I should stay away from here.
Tom'un ondan uzak durmasını istedim.
- I asked Tom to stay out of it.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Onlardan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from them.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from him.
Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- I don't know if I should stay or run.
Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
- We stayed overnight in Hakone.
Londra'da kalışım sırasında onunla arkadaş oldum.
- I made friends with her during my stay in London.
Tom kalışını üç gün uzattı.
- Tom extended his stay by three days.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.
- Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office.
Tetikte beklemek zorundayız.
- We have to stay alert.
Herkes beklemek zorunda.
- Everyone has to stay.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Hapishanenin dışında kalmak hapishaneden çıkmaktan daha kolaydır.
- It's easier to stay out of jail than to get out of jail.
Dan bütün gece boyunca yatmamak istiyordu.
- Dan was going to stay up all night long.
Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- It's not good to stay up late at night.
İçeride kalmak için çok güneşli.
- It's too sunny to stay inside.
İçeride kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
- I would prefer to go out than stay in.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Dışarıda kalmak istiyorum.
- I want to stay outside.
Böyle bir günde evde kalmak bir utanç.
- It's a shame to stay indoors on a day like this.
Tom su çiçeği olduğu için evde kalmak zorunda.
- Tom has to stay in the house because he has the chicken pox.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
- I wish I had the will power to stay on a diet.
Erkek kardeşim sık sık bütün gece yatmazdı.
- My brother would often stay up all night.
Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- It's not good to stay up late at night.
Hangisini tercih edersin, bir sinemaya gitmek ya da evde kalmak?
- Which would you rather do, go to a movie or stay at home?
Tom'un gerçekten yapmak istediği evde kalmak ve televizyon izlemekti.
- What Tom really wanted to do was stay at home and watch TV.
Ne derse desin sakin ol.
- Stay calm no matter what she says.
Sakin olun ve gitmeye devam edin.
- Stay calm and keep going.
Many of the international students stay in contact with their friends after they have gone back to their homelands.
If you want to stay in power, you should possess a few qualities.
Formda kalmak için egzersiz yaparım.
- I work out to stay in shape.
Formda kalmak için ne yaparsın.
- What do you do to stay in shape?
Bizi izlemeye devam edin. Hemen döneceğiz.
- Stay tuned. We'll be right back.
Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek.
- Stay tuned. Our live stream will return shortly.
O adamdan uzak durmak istiyorsun.
- You want to stay away from that guy.
Tom'tan uzak durmak en iyisi.
- It's best to stay away from Tom.
Grup ile kalmak zorundayım.
- I have to stay with the group.
Sadece Tom ile kalmak istedim.
- I just wanted to stay with Tom.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.
- Tom has no intention of staying in Boston for the rest of his life.
Uluslararası tartışmalardan uzak durmak istediler.
- They wanted to stay out of international conflicts.
George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
- A man named George was staying at a hotel.
Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
- Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.
- I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.
Okulumuzdaki birçok öğrenci gibi, Tom geç saatlere kadar gece eğitimine kalır.
- Like many students at our school, Tom stays up until late at night studying.
Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.
- The bank stays open from eight until two.
The governor stayed the execution until the appeal could be heard.
I can only stay for an hour.
The engineer insisted on using stays for the scaffolding.
Where are the stays for my collar?.
Wear gloves so your hands stay warm.
The governor granted a stay of execution.
I hope you enjoyed your stay in Hawaii.
I keep adjusting the focus, but it won't stay put.
If you decide to stay the course and finish engineering school, it will mean long hours and sleepless nights.
If you can't find another place to crash, you can stay the night at mine if you like.
Don't touch that dial! Stay tuned for more Make-Believe Ballroom after a word from our sponsors.
He told his lover he has a problem staying up.
She stayed up past her bedtime.
time, unfortunately, doesn't make it easy to stay on course.
1. Please stay on top of the hill until we call you.
2. The wind is blowing and this sheet of plastic will not stay on top of me, so I am getting soaked!.
Her face was whiter than snow, and her heart was throbbing through her stays.
... That in fact, they might actually be trained to stay ...
... and found that virtually every element to satisfaction with the stay in the ...