Kahve yerine çay içmek istiyorum.
- Ich hätte gerne Tee statt Kaffee.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
- Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
Onun yerine ablası onlarla gitti.
- Instead of her, her sister went with them.
If you want to seduce this douche, then you'll have to start painting your nails red instead of chewing them.
- Wenn du diesen Deppen verführen willst, dann musst du anfangen, dir die Nägel rot zu lackieren, statt sie abzukauen.
I learned French instead of German.
- Ich habe Französisch statt Deutsch gelernt.