Bu, içinde bulunacak bir adam için tehlikeli bir ruh halidir.
- This is a dangerous state of mind for a man to be in.
Berbat ruhsal durumum beni çıldırttı.
- My poor state of mind made me distraught.
Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.
- Dan was worried about Linda's state of mind.
O, iyi bir ruh hali içinde.
- He is in good temper.
Tom'un kötü bir ruh hali var.
- Tom has a bad temper.
O artık öfkesini tutamadı.
- He couldn't hold his temper any longer.
Cathy'nin öfkesi var.
- Cathy has a hot temper.
I must testify, from my experience, that a temper of peace, thankfulness, love, and affection, is much the more proper frame for prayer than that of terror and discomposure.