He has unrealistic standards.
- O gerçekçi olmayan standartlara sahip.
He didn't meet the standards.
- O, standartları karşılamıyordu.
There is some sign of disparate standards bodies becoming more closely aligned.
There is a fixed standard in the king's principles.
- Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
JST stands for Japan Standard Time.
- JST Japonya Standart Zamanı anlamına gelir.