İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.
- One of the items on your wish list is on sale.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- Pick one of the items on this list.
Odada dört parça mobilya vardı.
- There were four pieces of furniture in the room.
Ben üç parça mobilya satın aldım.
- I bought three pieces of furniture.
Berber dilinde örnekler ekliyoruz.
- We are adding examples in Berber.
Tatoeba'ya örnekler ekliyorum.
- I am adding examples to Tatoeba.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı.
- After she had read the letter, she tore it to pieces.
Raylar yola paralel uzanıyor.
- The tracks run parallel to the road.
Tom her sabah işe giderken demiryolu raylarını geçer.
- Tom crosses the railroad tracks every morning on his way to work.
He tore the photographs into pieces.
- Er riss die Fotos in Stücke.
She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
- Sie schnitt den Kuchen in 6 Stücke und gab jedem Kind eins.