Tom tartışarak zaman israf etmek istemediğini söyledi.
- Tom said he didn't want to waste time arguing.
Zamanımı israf etmekten nefret ederim.
- I hate to waste my time.
Onu boşa harcamak bir günah olacaktı.
- It would be a sin to waste it.
Tom tepki vererek zamanı boşa harcamak istemedi.
- Tom didn't waste time responding.
We wasted millions of dollars and several years on that project.