Neden onlara casusluk yapıyordun? Ben casusluk yapmıyordum
- Why were you spying on them? I wasn't spying.
Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
Gangasterlerle ilgili casusluk yapmak tehlikeli bir girişimdi.
- Spying on gangsters was a dangerous venture.
Neden onlara casusluk yapıyordun? Ben casusluk yapmıyordum
- Why were you spying on them? I wasn't spying.
Adam bir casus olarak tutuklandı.
- The man was arrested as a spy.
White bir casus olarak polise ihbar edildi.
- White was denounced to the police as a spy.
Tom'un bir ajan olduğundan kuşkulanıyorum.
- I suspect Tom is a spy.
Ana dilini konuşan biri olarak geçmeye çalışan bir ajan olsan ve o şekilde konuşsan, büyük olasılıkla yakalanırsın.
- If you were a spy trying to pass as a native speaker and said it that way, you'd likely get caught.
Şüpheli endüstriyel casusluk eylemi işledi.
- The suspect committed an act of industrial espionage.
Gangasterlerle ilgili casusluk yapmak tehlikeli bir girişimdi.
- Spying on gangsters was a dangerous venture.
Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
O, beni gözetlemeni istedi mi?
- Did she ask you to spy on me?
Neden Tom'u senin için gözetlemeyi istiyorum?
- Why would I want to spy on Tom for you?
Neden onlara casusluk yapıyordun? Ben casusluk yapmıyordum
- Why were you spying on them? I wasn't spying.
Sen harika bir casusluk yapardın.
- You would make an excellent spy.
O bizi gözetlemek için burada.
- She's here to spy on us.
Hükümet seni gözetlemek istiyor.
- The government wants to spy on you.
Beni ispiyonlamak için mi buradasın?
- Are you here to spy on me?
Sen beni ispiyon ediyorsun.
- You've been spying on me.
I think I can spy that hot guy coming over here.
During the Cold War, Russia and America would each spy on each other for recon.
... spying on the computer's owner. Now, there will be technological means of ...
... But the bootloader can assure me that it's dormant and not spying on me as my operating ...