Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- That's one small step for man, one giant leap for mankind.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Bunlar, birer devrim niteliği taşıyan adımlardır.
- These are steps of a revolutionary nature.
Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et.
- The hallway is slippery, so watch your step.
Zil çaldıktan beş dakika sonra geldi.
- He came five minutes after the bell had rung.
Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
- I ran to school, but the bell had already rung.
Niyetim ayağına basmak değildi.
- I didn't mean to step on your foot.
Tom'un amacı Mary'nin ayağına basmak değildi.
- Tom didn't mean to step on Mary's foot.
Üst basamak yeterince güçlü mü?
- Is the top rung strong enough?