Eşiniz sizinle birlikte kiliseye katılır mı?
- Does your spouse attend church with you?
Bir insan eşine saygı göstermeli.
- One should respect one's spouse.
Eşinizle birlikte ne kadar zaman harcarsınız?
- How much time do you spend with your spouse?
Eşiniz sizinle birlikte kiliseye katılır mı?
- Does your spouse attend church with you?
Onun karısı bir Japon kadın.
- His spouse is a Japanese woman.
Dul kocası ölmüş bir kadındır.
- A widow is a woman whose spouse has died.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur.
- Individual freedom is the soul of democracy.
Bireysel özgürlüklere saygılı olmalıyız.
- We must respect individual liberty.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir.
- Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.
Eşim de seni görmekten memnun olacak.
- My wife will be glad to see you, too.
Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.
- There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.
Koko bir dişi gorildir.
- Koko is a female gorilla.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Bireysel özgürlüklere saygılı olmalıyız.
- We must respect individual liberty.
Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.
- The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.
O ilk Japon kadın astronot olacak.
- She will be the first female Japanese astronaut.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
- John comes from Florida and his wife from California.
Onun karısı neye benziyor?
- What is his wife like?
Toplum ve birey birbirinden ayrılamazlar.
- Society and the individual are inseparable.
Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.
- Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six.
Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
- She had an individual style of speaking.
Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
- Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
Kadınlar gerçekten ellerinden geleni yaptılar.
- The women really gave it their utmost.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
O, kızkardeşi Mary'yi aradı.
- He called his sister, Mary.
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?
She's my wife. O benim karım.
Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.
- My boyfriend has a lot of female friends.
Öpüşen iki bayan şarkıcının bir videosunun neden bu kadar ilgi çektiğini anlamıyorum.
- I don't understand why a video of two female singers kissing is getting so much attention.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Bayan Davis sadece mükemmel bir eşti.
- Mrs. Davis was anything but a perfect wife.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
- Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
Sanırım, o kadın onun karısıdır.
- That woman is his wife, I think.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
- Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
Toplumdaki değişiklikler kişilerden gelir.
- Changes in society come from individuals.
Bugünlerde, müşteri hizmetlerinde deneyimi olan kişiler arıyoruz.
- We are currently looking for individuals who have experience in customer service.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Kokkinakis kız arkadaşını vurdu. Bunu sana söylediğim için üzgünüm dostum.
- Kokkinakis banged your girlfriend. Sorry to tell you that, mate.
Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.
- Great bait, mate, I rate eight out of eight.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Mary benim için bir kızkardeş gibi.
- Mary is like a sister to me.
Mary ve ben kızkardeş gibiyiz.
- Mary and I are like sisters.
Çok güzel bayanlar var.
- There are very beautiful women.
2011 Bayanlar Futbol Dünya Kupası, Almanya'nın Frankfurt şehrinde sona erecek.
- The 2011 Women's Soccer World Cup will end in Frankfurt, Germany.
Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.
- The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.
Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur.
- The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- That teacher tends to be partial to female students.
Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
- The female student that sat in front of the teacher is from Germany.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Bir kitap için materyal topluyor.
- She is collecting material for a book.
Benim çok fazla materyalist olduğumu düşünüyor musunuz?
- Do you think I'm too materialistic?
Ağaçkakan, eşini besliyor.
- The woodpecker is feeding its mate.
Bu çorabın eşi nerede?
- Where is the mate to this sock?
O, kızkardeşi Mary'yi aradı.
- He called his sister, Mary.
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
- Is that really Tom's sister?
Linda Dan'ın baldızı.
- Linda is Dan's sister-in-law.
Onun üvey annesi benim baldızım.
- His stepmother is my sister-in-law.
1951'de Rahibe Teresa o zamanlar Hindistan'ın en büyük şehri olan Kalküta'ya gönderildi.
- In 1951, Sister Teresa was sent to Calcutta, then the largest city in India.
Tom'un kızkardeşi bir rahibe.
- Tom's sister is a nun.
Of Lady Auranthe, our new-spoused daughter?.
At the convent, Sister Grace supervises the kitchen.
Please welcome Sister Smith as she moves from her former congregation to her new congregation.
Native American leader Chief Seattle urged ecological responsibility, referring to Brother Eagle and Sister Sky in his purported 1854 speech.
The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
As we can't print them all together, the individual pages will have to be printed one by one.
individual personal pension; individual cream cakes.
The pieces of the puzzle mate perfectly.
My little sister is an annoying pest.
Sisters Are Doin’ It for Themselves.
I’m trying to correct my sagging floor by sistering the joists.
A new wife for the gander is introduced into the pen.
Generally, men are taller than women.
- In general, men are taller than women.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
A curtain of mist blocked our view.
- Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.
The mist was so dense that I could not see even an inch ahead.
- Sis o kadar yoğundu ki bir inç önümü bile göremiyordum.
The fog prevented him from seeing very far ahead.
- Sis onun çok uzağı görmesini engelledi.
I could see nothing but fog.
- Sisten başka bir şey göremedim.
Smog hung over Tokyo.
- Tokyo'nun üzerine sis çöktü.
In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
- Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
I like to speak Welsh.
- Galce konuşmayı seviyorum.
Welsh is a beautiful language.
- Galce güzel bir dildir.
Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
The United Kingdom is comprised of England, Scotland, Wales, and Northern Ireland.
- Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.
... We didn't put cameras in the toilets to curtail employee theft. If your spouse came by the ...
... veterans a military spouse ...