Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.
- These structures would rarely, if ever, occur in spoken English.
Eğer uzun süre İngilizce konuşmadıysan, körelirsin.
- You get rusty if you haven't spoken English for a long time.
Benim konuştuğumdan beri Tom'la konuşmaktasın, değil mi?
- You've spoken with Tom since I have, haven't you?
Tom'un kendi adına konuşmasına izin vereceğiz.
- We'll let Tom speak for himself.
Ben bütün insanlar adına konuşuyorum.
- I speak for all people.
Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.
- In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans.
Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
- Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?
- Which language is spoken in the United States of America?
Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.
- In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
- The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Hiç İngilizce konuşan bir izleyici ile konuştun mu?
- Have you ever spoken to an English speaking audience?
I'm sorry, I can't go on a date with you - I'm spoken for.
I looked all over, but all the seats are already spoken for.
You really do deserve to be published - your recent articles speak for themselves.
Be sure to speak for a seat early, if you plan to attend.
I think I speak for the whole group when I say that we're glad you came.