Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
Biz Dr. Brown'ı Amerika Birleşik Devletleri'nde en iyi kalp uzmanı olarak görüyoruz.
- We regard Dr. Brown as the best heart specialist in the United States.
O psikiyatrist yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış.
- That psychiatrist specialized in eating disorders.
O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- He decided to specialize in physics at college.
Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.
- We have to get Tom to a specialist.
Bir uzman doktorla konuşmalısın.
- You should talk to a specialist.