spannvorrichtung

listen to the pronunciation of spannvorrichtung
ألمانية - التركية
germe cihazı
الإنجليزية - التركية

تعريف spannvorrichtung في الإنجليزية التركية القاموس.

fixture
{i} demirbaş

O yüksek toplum partilerinin tümünde bir demirbaştır. - She's a fixture at all the high-society parties.

fixture
armatür
fixture
segman pensesi
fixture
(Kanun) anlaşma yapılması
fixture
aydınlatma uzaklığı
fixture
sabitlik
fixture
tamamlayıcı parça
fixture
(İnşaat) bağlantı düzeneği
fixture
fikstür

Çalışmak için burada olmak yerine onun burada sadece kalıcı bir fikstür olduğunu anlarsın. - Instead of being here to work, you get the sense that he's simply a permanent fixture here.

fastening device
kapak kilitleme tertibatı
fixture
{i} İng., spor müsabaka
fixture
{i} tesisat
fixture
{i} bağlama
fixture
{i} sabit eşya
fixture
sabit şey
fixture
{i} (bir yapıya/odaya ait) sabit eşya
fixture
demirbaş/fikstür