تعريف spacing في الإنجليزية التركية القاموس.
- aralıklı dizme
- aralık
- aralık bırakma
- aralık koyarak
- espas
- aralık bırakma,n.aralık: v.aralık koy: prep.aralık k
- ara ver/aralıklı diz
- {i} ara
Tom her zaman derse ara veriyor.
- Tom is always spacing out in class.
- uzaklık
- (Nükleer Bilimler) aralamak
- boşluk Aralık bırakma
- (Tekstil) açıklık ( aralık-ara )
- aralıklarla düzenleme
- mesafe
- arala
- kelime arası print
- space
- aralık
- Space
- (isim) Uzay
İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı.
- Human beings succeeded in flying into space.
Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz.
- In space, no one can hear you scream.
- space
- mekân
Bu mekanın kutsallığı mutlaktır.
- The sanctity of this space is absolute.
- space
- boşluk
Satırlar arasında bir boşluk bırak.
- Leave a space between the lines.
İki nokta üst üste'den önce boşluk eksik.
- A space is missing before the colon.
- space
- {i} açıklık
Sen ve senin önündeki araç arasında yeterli açıklık olmalı.
- There must be enough space between you and the car in front of you.
- spacing out
- çıkış aralığı
- spacing impulse
- (Askeri) ARALAMA PALSI: Telemprimör göndermesinde kullanılan iki tip palstan biri. Normal olarak, telemprimör cihazının alıcı mıntıkasından hiç bir akım geçmediği esnada meydana gelen pals. Buna sadece (space) da denir
- space
- {i} ara
Satırlar arasında bir boşluk bırak.
- Leave a space between the lines.
Bugünün uzay araçları roketler kullanıyor ve roketler büyük miktarda itici yakıt kullanıyor.
- Today’s spacecraft use rockets and rockets use large quantities of propellant.
- space
- alan
Sınırsız Alana Sahip Ol Şimdi!
- Get Unlimited Space Now!
Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.
- Tom parked in one of the empty spaces in front of the library.
- space
- fasıla bırakmak
- Space
- (isim) Feza
- space
- ara vermek
- space
- boşluk bırakmak
- space
- aralık bırakmak
- angular spacing
- (Bilgisayar,Teknik) açısal aralık
- channel spacing
- (Askeri) kanal aralığı
- row spacing
- sıra arası
- row spacing
- (Bilgisayar) satır aralığı
- space
- aralamak
- space
- mahal
- space
- (Dilbilim,Teknik) uzam
- space
- (Bilgisayar) ara tuşu
- space
- yerleştirmek
- space
- (Bilgisayar) ara çubuğu
- space
- (Bilgisayar) space
- space
- (Askeri) depolama sahası
- space
- zaman
Her zaman benim yerime park etmenden bıktım.
- I'm sick and tired of you always parking in my space.
Uzay ve zaman arasında.
- Between space and time.
- double spacing
- çift aralık bırakma
- space
- süre
Dr. Valeri 8 ocak 1994 ten Mart 1995 e kadar uzayda kalan bir Rus kozmonottur. Uzayda en uzun süre kalma rekorunu elinde bulunduruyor.
- Dr. Valeri Polyakov, a Russian cosmonaut, was in space from January 8, 1994 to March 1995. He holds the record for the longest continuous stay in space.
Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır.
- Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.
- space
- aralıklara bölmek
- space
- espas
- space
- müddet
- space
- mesafe
Yer çekimi etkisi her nesneden uzaya doğru her yönde ve sonsuz bir mesafede uzanır.
- The effect of gravity extends from each object out into space in all directions, and for an infinite distance.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
- space
- uzaklık
- even spacing
- hatta aralık
- line spacing
- satır aralığı
- sleeper spacing
- (Demiryolu) Travers açıklığı,eker
- staggering, spacing out
- Dışarı aralık şaşırtıcı
- angular spacing
- acisal aralik
- antenna spacing
- anten araligi
- automatic single spacing
- Otomatik tek aralama
- barrier spacing
- (Askeri) yalıtkan mesafesi
- barrier spacing
- (Askeri) YALITKAN MESAFESİ: Bir buat veya bağlantı levhasının saplama sınırları arasındaki mesafe
- binder spacing
- etriye mesafesi
- border spacing
- (Bilgisayar) kenarlık aralığı
- buttress spacing
- payanda eksenleri aralığı
- buttress spacing
- desdek eksenleri aralığı
- channel spacing
- kanal araligi
- character spacing
- (= kerning) karakter aralama
- closed spacing
- dar aralık
- coil spacing
- (Nükleer Bilimler) bobin açıklığı
- d-spacing
- (kristallerde) d-aralığı
- d-spacing
- d-uzaklığı
- d-spacing
- d-mesafesi
- diffraction spacing
- difraksiyon mesafesi
- diffraction spacing
- kırınınım mesafesi
- double spacing lines
- çift aralıklı çizgiler
- dual spacing
- (Otomotiv) çift lastik ara mesafesi
- element spacing
- (Bilgisayar) ışıyıcı aralığı anten
- element spacing
- isiyici araligi (anten)
- expanded character spacing
- genişletilmiş karakter aralığı
- fracture spacing index
- (Jeoloji) çatlak-aralık indeksi
- girder spacing
- (İnşaat) kiriş arası
- indents and spacing
- (Bilgisayar) girintiler ve aralıklar
- joint spacing
- çatlak aralığı
- joint spacing
- eklem aralığı
- lattice spacing
- kafes aralıkları
- line spacing
- satır aralığı Satır aralama
- line spacing icon
- Satır aralama ikonu
- mesh spacing
- (Nükleer Bilimler) kafes aralığı
- paragraph spacing
- Paragraf Aralama
- paragraph spacing icon
- Paragraf Aralama simgesi
- points of horizontal spacing
- yatay aralama noktaları
- points of vertical spacing
- düşey aralama noktaları
- proportional character spacing
- Orantılı karakter boşluğu
- proportional spacing
- orantılı aralık orantılı
- purlin spacing
- aşık mesafesi
- purlin spacing
- aşık arası
- purlin spacing
- aşık uzaklığı
- rib spacing
- nervür mesafesi
- rivet spacing
- perçin aralığı
- space
- atlama
Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.
- I had to leave out this problem for lack of space.
- space
- (Tıp) Ara, aralık, mesafe, boşluk, spatium
- space
- aralık koymak
- space
- ara ver/aralıklı diz
- space
- {f} aralıklı dizmek
- space
- {i} mesafe: in the space of ten miles on millik
- space
- boşluk,v.boşluk bırak: n.boşluk
- space
- {i} yer, alan: parking space park yeri. Is there space for our display? Sergimize yer var mı?
- space
- uzay/boşluk
- space
- {i} reklâm süresi [tv]
- space
- {i} yer
Tom arabasını park yerinden çıkardı.
- Tom backed his car out of the parking space.
Tom Mary'ye onun yerine park ettiği için kızgındı.
- Tom was angry at Mary because she parked in his space.
- space
- {f} espas koymak
- space
- (Askeri) DEPOLAMA SAHASI: Bak. "storage space"
- space
- reklâm süresi
- stirrup spacing
- etriye aralığı
- triple spacing
- üçlü boşluk
- true spacing
- gerçek aralık
- truss spacing
- makas arası
- vertical spacing
- düşey boşuk