I only drink to be sociable.
- Sadece sosyal olmak için içerim.
Tom definitely needs to be a bit more sociable.
- Tom kesinlikle biraz daha sosyal olmalı.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.
- Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.
Germans value a strong social welfare state.
- Almanlar güçlü bir sosyal refah devletine değer verirler.
She attended the lecture on social welfare.
- Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
That university's curriculum covers natural science and social science.
- O üniversitenin müfredatı, doğa bilimleri ve sosyal bilimleri kapsar.
The natural sciences are harder than the social sciences.
- Doğa bilimleri sosyal bilimlerden daha zordur.