sorma

listen to the pronunciation of sorma
التركية - الإنجليزية
{i} asking

As soon as I entered the class, the students started asking questions. - Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.

I had scarcely entered the class before the students started asking questions. - Sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladı.

inquiring
questlon
sormak
{f} ask

I've been to Osaka to ask after my sick friend. - Hasta arkadaşımın hatırını sormak için Osaka'ya gittim.

Don't hesitate to ask for advice. - Tavsiye sormaktan çekinme.

soru sorma
interrogation
soru sorma korkusu
(Tıp) askophobia
sormak
inquire

I am writing to inquire whether you have any positions available. - Herhangi bir mevcut pozisyonunuz olup olmadığını sormak için yazıyorum.

I went to the hospital to inquire after his health. - Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.

sormak
{f} enquire
bana sorma
don't ask me
sor
(Bilgisayar) prompt

I appreciate your answering my enquiry so promptly. - Soruma çok çabuk cevap verdiğin için minnet duyuyorum.

Prompt action prevents trouble in the future. - Zamanında yapılan eylem gelecekteki sorunu engeller.

sormak
inquire about

I would like to inquire about your services and prices. - Hizmetleriniz ve ücretleriniz hakkında soru sormak istiyorum.

sormak
put

If you want to ask a question, please put your hand up. - Soru sormak istiyorsanız lütfen elinizi kaldırın.

She put up her hand to ask a question. - Bir soru sormak için elini kaldırdı.

sormak
consult
sormak
inquire of
sor
{f} asked

He asked her where she lived. - O, ona nerede yaşadığını sordu.

She asked him where he lived. - O, ona nerede yaşadığını sordu.

sor
{f} inquiring

Tom looked at Mary inquiringly. - Tom Mary'ye sorgulayarak baktı.

The police were inquiring into the suspect's past. - Polis şüphelinin geçmişini soruşturuyordu.

sor
{f} asking

As soon as I entered the class, the students started asking questions. - Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.

I had scarcely entered the class before the students started asking questions. - Sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladı.

sor
inquire of
sor
ask

Don't hesitate to ask for advice. - Tavsiye sormaktan çekinme.

Ask a six-year-old, not a sixty-year-old. - Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil.

sormak
query
sormak
seek
sormak
asked

Tom wanted to ask questions, but wasn't sure if he should do what he'd been asked to do. - Tom sorular sormak istedi ama kendisinden yapması istenilen şeyi yapması gerekip gerekmediğinden emin değildi.

Tom finally asked the question he wanted to ask. - Tom nihayet sormak istediği soruyu sordu.

kimlik sorma
challenge
parola sorma
challenge
sormak
to suck; to slurp
sormak
ask about

I went to the hospital to ask about his health. - Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.

The workers came to ask about their pay raises. - İşçiler maaş artışlarını sormak için geldi.

sormak
demand
sormak
to ask, to query; to ask about; to inquire
sormak
pose
sormak
propose
sormak
poser
sormak
speer
sormak
assume

I assume you're here to ask me about Tom. - Sanırım bana Tom hakkında soru sormak için buradasın.

çok soru sorma
inquisitiveness
üzümü/ünü ye de bağını sorma
(Atasözü) Just enjoy it and don't worry about where it came from
üzümünü ye bağını sorma
don't look a gift horse in the mouth
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف sorma في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

sor
Statutory Orders and Regulations
sor
Statement of Requirements A phrase used in tenders to specify exactly what is needed
sor
Statement of Requirements
sor
Source of Repair CN - Contractor OO - Hill AFB, Ogden UT, OO/ALC SA - Kelly AFB, San Antonio TX, SA/ALC SM - McClellan AFB, Sacremento CA, SM/ALC WR - Warner-Robins AFB, Warner-Robins GA -->
sor
the Statement of Requirement, also known as SOW, describes the procurement deliverables
التركية - التركية
Sormak işi
Sormak
(Osmanlı Dönemi) TEFTİŞ
Sormak
sual etmek
sormak
Birine soru yönelterek herhangi bir konuda ondan bilgi istemek, sual etmek: "Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum."- R. N. Güntekin
sormak
Bir işin sorumluluğu kendisinde olmak, bir işten sorumlu bulunmak
sormak
Sorumak , emmek
sormak
Birine soru yönelterek herhangi bir konuda ondan bilgi istemek, sual etmek
الإنجليزية - التركية

تعريف sorma في الإنجليزية التركية القاموس.

SOR
(Askeri) ihtiyacın beyanı (statement of requirement)
sorma
المفضلات