Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.
Öfkeli adamı yatıştırmaya çalıştı.
- He tried to soothe the angry man.
Bu ilaç baş ağrınızı yatıştıracaktır.
- This medicine will soothe your headache.