As a result, we play ball inside on rainy days.
- Sonuç olarak yağışlı günlerde içeride top oynarız.
The driver violated the traffic rules; as a result, he was fined.
- Sürücü trafik kurallarını çiğnedi, sonuç olarak da cezalandırıldı.
Tom eventually did everything we asked him to do.
- Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
You were right after all.
- Sonuç olarak sen haklıydın.
You are right, after all.
- Sonuç olarak, haklısın.
Tom eventually did everything we asked him to do.
- Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.